İnsan kendini sorgulamaya başlayana kadar, yaşamını yalnızca ona öğretilenler, kurallar ve el yordamı ile şekillendiriyor. 

Gün gelip sorgu başlayınca tüm bu öğrendikleri gitmeyi arzuladığı yere ulaşmasına yeterli özellikte ve nitelikte olmuyor. Bu noktada çeşitli arayışlar başlıyor. Sorgulamalar, gözden geçirmeler ve belki de zorlu dönüşüm süreçleri. 

Sana ne söylendi şimdiye kadar? Hepsini unut!

Kimsin, nasıl birisin, ne yapmalısın, ne sevmelisin, neyi kınamalı, neyi hoş görmelisin, neye katlanmalısın, nereni saklamalı nereni ortaya çıkarmalısın? Hepsini sil at. Sanki bomboşmuş gibi hayat… 

Ne var ne yoksa, sil baştan. Aynı kağıda çizdiğin binlerce resmi sil, hatta at, yenisini alıyormuş gibi al hayatın beyaz kağıdını önüne!

Yeniden başla!

Her şeye yeniden.

Tekrar yaz kendini: Neleri seversin? Kimsin? Nelerden hoşlanırsın, neleri hoş görürsün? 

Senin el yazın olsun bu sefer, senin sil baştan kendi hikayen!

Fikrinde tek olsan bile, senden başka inanan olmasa bile.

Beyaz kağıdına sadece kendini yaz, bağımsız ve özgür olarak…

Özgürlük sensin, yaşam sensin, soluk sensin ve sonsuzluk sensin.

Yaşam bir bütündür, bizler bir bütünün eşsiz zerreleri. Bütünün içinde ayrışmadan kaybolmayı, kendi senaryomuzun ve şarkımızın sözlerini yazmaya koyuluyoruz. 

Tantra Yoga ile prana dengeleme, meditasyonlar, ezoterik ve şamanik bilgiler eşliğinde, metafizik boyuta adım atıp, sufi dans ile oluşumuzu seyre çıkacağız.

Yanındaki bir diğerinin elini tut, gözlerinin içine bak ve dönüşüm yolunda yalnız olmadığının huzurunu hisset.

Sevgi ve güven çemberimizde buluşmak üzere...

Sevgiyle,