7/24 Farkındalık
Harika bir çalışmayı tamamladım bu hafta sonu.
Son zamanlarda oldukça ilgi çeken bir konu bu. Metafizikçiler, kişisel gelişimciler veya konuyla ilgilenmeyi seven kişiler, hayat illüzyonunun farkına varmak ve bunun bilincinde olarak yaşamak için bir çok metot uyguluyorlar. Şimdi alet çantamıza bir yenisi daha eklendi.
Bu metotların yükselen değeri ‘Lucid Dreaming’ yani, ‘Bilinçli Rüya’.
Lucid Dreaming, yüzyıllardır Tibetli rahipler tarafından aydınlanma ve ölüm ile barışma adına yapılıyor olsa da, biz batı dünyasının sabırsız çocukları için, kısa yolları ile, telefon aplikasyonları kadar basit ve uygulanılabilir hali ile gündemimizde.
Hepimizin kesinlikle bildiğinden emin olduğum bir şey var ise o da her birimizin rüya görüyor olması.
Şimdiye kadar rüyalar üzerine bir çok şey söylendi, onlarca araştırma yapıldı.
Bunlardan bir kısmı, rüyaların, bilinçaltımızda sakladığımız, korkularımız, isteklerimiz ve günlük yaşam içerisinde tekrarladıklarımızın bir yansıması olduğunu söylüyor.
Başka bir teori ise, rüyalarımızda paralel yaşamlarımızdan birisine geçiş yaparak, oradaki bir anı, günü, hayatı, aynı anda yaşadığımız ile ilgili.
Diğer bir görüş de, rüyalarımızın bize üst benliğimizden gelen mesajları, bilgileri taşıdığı yönünde.
Hangi teoriyi temel alırsak alalım, rüyaların gerçeklikle, gizemli bir bağlantısı olduğundan pek uzaklaşamıyoruz.
Varoluştan bu yana, insanoğlunun bir illüzyon içerisinde olduğu söylenir. Bu illüzyonun nedeni ise, ruhumuza giydirilmiş olan insanlık giysisi. Bu giysinin içerisinde ego var, aksesuar olarak da kaybetme korkusu var, yarış var, ölüm korkusu var, kin var, nefret var, hırs var, kibir var, var da var.
Ulaşmak istediğimiz şey ise, bu insanlık giysisine rağmen, içimizdeki ve varoluştaki ilahi sevgi diyebilirim en basit ve yüzeysel şekli ile.
Şu anda anlatmak istediğim şey ‘sevgi’ ve ‘varoluş’ konusu olmadığından bu kısmı kısa keseceğim.
Bizler, dünyaya gözlerini açmış, burada yaşam bulmuş ruhlar, bilinçler olarak, kendimize doğru uyanmanın yollarını deniyoruz.
Meditasyonlar, arınma egzersizleri, yoga vb. bir çok yol ile, sanma halinden bilme haline adım atmaya ve olabildiğince uzun bir süre bilme halinde kalmaya çalışıyoruz.
Yazının en başında da söylediğim gibi bu tekniklerin yükselen değeri ‘Lucid Dreaming’ yani ‘Bilinçli Rüya’.
Peki nedir bu ‘Bilinçli Rüya’?
Adı üzerinde, rüyada iken bilinçli olma halidir.
Belki bazılarınız yaşamıştır, kabuslar, tekrarlayan rüyalar içerisinde kendi kendinize “uyanmak istiyorum bu rüyadan” dediğiniz anları. Ya da tam tersi, rüyanızın içerisindeyken, “bitmesin bu rüya” dediğiniz.
Bilinçli rüya teknikleri ile, buradaki tesadüfi durumu, programlı olarak yapabilir hale geliyorsunuz. Dolayısı ile, şimdi burada söyleyeceğim şey gerçekten çok önemli, “bilinçaltınız ya da bilinçsiz tarafınız ile doğrudan bağlantıya geçebiliyorsunuz.”
Bu da, insanlık giysiniz olmadan, saatlerce meditasyon yapmadan, öylece, şimdiye kadar depoladığınız tüm bilgiye, duyguya, görmek istediğiniz ve çözmek istediğiniz her ne ise o konuya doğrudan dokunabilmek ve üzerinde çalışabiliyor olmak demek.
Bilinçaltımız ya da bilinçsiz tarafımız, bilinçli olan yani zihnimizden çok daha hızlı öğrenen ve depolayan bir yerdir. Her birimizin, Osmanlı arşivinden daha geniş bir arşivinin olduğuna neredeyse eminim!
Bunların da sonucunda, rüyada bilinçli hale gelebilen insanoğlu, uyanık olduğunu iddia ettiği ‘günlük büyük rüya’sında da bilinçli hale gelebiliyor, kendi kendini gözlemlemekte ve gelişmekte daha net ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Bu kadar basit mi diyebilirsiniz, hem evet hem hayır. Her spritüel çalışma gibi bu çalışma da gerçek bir niyet ve özen istiyor. Kolaylığı ve zorluğu tamamen size bağlı. Eğer bir Tibet rahibi ya da rahibesi olmayacaksanız oldukça kolay görünüyor
Hepinize iyi uykular, bilinçli rüya’lar! Öyle güzel bir uyku olsun ki, uyanışımız daim olsun. Ve de öyledir.
Tüm sevgimle…