yandex watch
Kendine Teslim Ol: Karanlığa Girmeye Cesaretin Var mı?

Kendine Teslim Ol: Karanlığa Girmeye Cesaretin Var mı?


İçimde bir vahşi uyandı! Onunla ilk karşılaşmam değil ama ilk göz göze gelişim.

Önceleri kibirli, sorumsuz, bencil, uçarı olarak yargıladığım, her daim üzerine beton döküp koca taş binalar arasına hapsetmeye, saklamaya çalıştığım, görmezden gelmek için bin takla attığım, vahşi bir kadın.

Tırnakları sivrilmiş, gözlerinden ateş çıkan, belki de yıllardır ilk defa acıkan…

Üzerine döktüğüm betonları, bana mısın demeden çatlatarak, üstünü başını parçalarcasına, etrafındaki duvarları yıkarak ayağa kalkmaya çalışan bir vahşi… Kaldırım kenarına dikilmiş, tüm asfaltı ve betonu kökleriyle çatlatan bir ağaç gibi. Masalların kötü karakterleri gibi, karanlık tarafın cazibeli çağrısı, tutkunun yanan ve hiç sönmeyeceğini haykıran meşalesi gibi…

Bakmaya cesaret edemediğim, yüzleşmeye korktuğum karanlık odalarımın birindeymiş meğer.

Nerede, hangi durumda olursam olayım, bir şekilde kendi sesini duyurmaya çalışan bir tutsakmış, en mutlu anlarımda, içimde fısıldayan şüpheci sesmiş o. Olanı kabul edemediğimde beni daha da derinlere indirip, zorla cehennemimi göstermeye çalışanmış.

Karşımda konuşan yüzlerce benin arasında, en acımasız olanıymış. Bir türlü uzlaşmayan iç sıkıntısıymış… Dışarı çıkmak için tüm zihnimi gidere tıkanmış dolaşık saç yumağına çevirenmiş! Yıllarca temizlediğimi sandığım, aslında her seferinde daha da yakından tanıdığımmış.

Tüm gücün karanlık tarafındadır der ezoterizm. Karanlığına girmeye cesareti olmayanın özgürlüğü de olmazmış. Kör eden ışığın altında dolaşan gözsüz solucanın, insana evrilişinin öyküsü bu.

Yaşam gücüm, kendi önünde boyun eğen zırhlı bir şövalyedeymiş.

Kendine teslim olan, bu hayata tekrar doğanmış.

Olan her şey sevgi ile olsun…

Yorum Yap