Peru'ya Gidiyoruz

İnsan öldüğünde, ruhununun parçalarını bir taşa, bir bitkiye ve bir hayvana emanet edermiş. Tekrar dünyaya geldiğinde, kendi hazinesini bu bitkilden, hayvandan ve taştan geri alır, yeni yaşamını bıraktığı mirasın izinde kurgular yaşam oyununun sihrini bu ipuçları ile çözermiş.
Bundan 7 yıl önce, kendi parçalarını nereye bıraktığını bilmeden aramaya başlayan halim, Ant dağlarında bir parçasını, uçan dev bir kondorun kanadında ikinci parçasını, bitkisel ilaçlarda da üçüncü parçasını buldu. Kendimin kendine bıraktığı bu miras, bugün yaşamda aldığım nefesin manasını çözüyor kalbimde.

İnsanlığın 7 koldan başladığı yeryüzünde benim hikayemin başladığı yere gideceğiz. Eğer şu an bu yazı senin gözlerine değdi ise, kim bilir belki senin de hikayen aynı taşın dibinden başlamıştır.

Zamanın incecik parşömen kağıtları gibi üst üste dizildiği bu düzlemde kendi mirasımıza ve varoluşun hikayesine tanıklık edeceğimiz bu topraklarda, doğanın ve yaşamlarımızın bize hatırlatması gereken ip uçlarının peşinden gideceğiz.
Dağlara tırmanıp, basit tabaklarda lezzetli yemekler yerken İnka krallığının altından güneşi altında kulağımıza dağ insanlarının melodileri çalınacak, hücrelerimizin bin yıllardır bildiği.. Her lokmada biraz daha hatırladığımız, her nefeste biraz daha derine gittiğimiz bir bütünlenme...

*Program detayları için iletişime geçebilirsinz.